Hayata hassasiyetle bakan herkese merhabalar. İsmim Derya. 26 yaşında, 1,60 boyunda ve 62 kilodayım. Kıvırcık ve kumral saçlarım var ve onları çok seviyorum. Hayata hassasiyetle bakan insanlar dedim çünkü bu aralar hem insanlardan hem de çevremdeki erkeklerden beklediğim şeyin ne olduğunu sonunda buldum diyebilirim. Olabildiğince hassasiyet. Öyle azcık falan da değil. Çünkü öyle bir dönem yaşıyoruz ki gerçekten kimse kimsenin umurunda değil. Sadece kendileri ne istiyor ve ne yapıyor herkes bununla ilgili. Sevgilim ne hisseder, karşımdaki insan ne düşünür diye bir düşünce neredeyse yok olmak üzere. Sadece ilişkilerine karşı da değil üstelik. Yaşadığı çevreye, hayata, olaylara her şeye duyarsızlaşmış durumda insanlar. Çevre mi kirleniyor, hayvanlar mı ölüyor, denizler mi kirleniyor umurlarında değil.
Eve hassasiyetimi daha ilk cümlelerde ele verdiğim için sanırım siz de az çok Derya hakkında bir şeyler tahmin etmişsinizdir. Ben bir çevre aktivistiyim. Ve yaşadığımız dünya yaşadığımız ülke ve kent benim için çok önemli. Fakat durum böyle olunca Derya için işler tabii ki oldukça zor yürüyor. Geçen hafta bir adamla tanıştım mesela. Oldukça karizmatik bir adamdı. Fiziksel olarak da benim için son derece çekiciydi. Uzun denilebilecek bir boy, geniş omuzlar, yeşil gözler ve pırıl pırıl bir gülüş. Bu özellikler gerçekten beni benden alıyor. Hatta aramızda bir çekim oldu ve hızlı bir şekilde görüşmeye takılmaya başladık. Gayet hoş sohbetti ki bu benim bir erkekten aradığım en önemli özelliklerden birisidir. Tamam dedim işte budur. Fiziksel olarak oldukça yakışıklı olduğu gibi genel kültür ve sohbet anlamında da tam benim kalemim diye düşündüm. Ve biz bir hafta boyunca görüştük, takıldık, seviştik… Üstelik cinsel deneyimimiz de harikaydı. Sevişirken yalnızca kendisinin değil benim de isteklerime değer veriyordu ve muhteşem anlar paylaştık diyebilirim. Ama her şey dün darmadağın oldu. Dünyadan, evrenden, hayattan, insanlardan bahsettiğimiz adam bir tek ama bir tek evli olduğundan bahsetmemişti. Hem de tam bir hafta boyunca. Resmen yıkıldım. Çok sinirlendim. Eşi için çok üzüldüm. Hatta eşi için ben kendimi kötü hissettim. Adamın aldatışına ortak olduğumu hissederek çok utandım. Bilmiyor olsam bile. Ve o an karar verdim. Hassasiyet ve dürüstlük çok önemli şeyler. İlişkimin olduğu erkek bana karşı hassas olmuyorsa eğer bunun bedeli benim için çok ağır olur. Çünkü insanı en çok sevdikleri üzebilir. Aldatan, dürüst olmayan, yaptığı ya da düşündüğü şeyin arkasında duramayıp gizli saklı yalan dolan hayatlar yaşayan erkekler mümkünse ırak olsun hepimizden. Onun için bir erkekten aradığım fiziksel özellikler, cinsellik gibi şeyler tabii ki bir kadın olarak önemsediğim şeyler. Ama en az bunlar kadar önemli bir şey isterim ki o da karşımdaki erkeğin “insan” olması.